Genç Iğdırlı yazar Murat Aydeniz'in yazdığı, Hz.Ali yolunda mücadele eden Muhtar es Sekafi'nin hayatının anlatıldığı tarihi romanı “Ali Yolunda Bir Yiğit” çıktı.
Genç yazar Murat Aydeniz romanında Hz, Ali, Hz. Hüseyin, Hz. Hasan 'ın muaviye ve oğlu Yezid ile yaptıkları İslamiyetin yaşaması mücadelesini anlatıyor. Kerbela olayı ve Kerbela'da Ehlibeyte yapılan insanlık dışı vahşet akıcı bir üslupla aktarılıyor.
Romanda; “Hüseynilerin cennete, Yezidilerin ise cehenneme açılan kapısı... Aslında Kerbela; Ali Asgar'in masumiyetiydi, Zeyneb'in dik duruşu, Abbas'ın çaresizliği, İmam Hüseyin'in ise kederi... Kerbela zalime bir başkaldırıştı aslında. Zalimin zulmüne karşı mazlumun hakkı olan bir direniş... Hak yolunda kendilerini feda edenlerin destanı olan kutlu bir direniş... İslam tarihine baktığımızda Ebu Talip, Müslümanlara işkence çeteleri kurdurup zulmetseydi ya da Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında Resulullah'a karşı savaşmış olsaydı veyahut hanımı Fatıma bin Esed, Hz. Hamza'nın ciğerlerini söküp kalbini ayaklar altında ezseydi. Hz. Ali şurasız hilafet makamını bir gömlek gibi üzerine giyip kendisine muhalif olan herkesi kılıçtan geçirseydi hatta ve hatta Hz. Hüseyin, Peygamber torunlarından birini zehirletip diğerininde kafasını kesip cami cami gezdirse ne mi olurdu? Arap Müslümanları, Ebu Sufyan hanedanına gösterdiği hoşgörüyü Ebu Talib'e ve evlatlarına göstermezlerdi.
Yezid'in kızları Yeşil Saray'da zevk-ü sefa sürerken Hz. Muhammed'in kızları çarşı çarşı, pazar pazar gezdirilmesine Müslümanların müsaade edeceğini zannediyor musunuz? Aynen öyle oldu. Hiçbir şey yapmadılar. Yezid, Kâbe'yi yaktığında bile aç kalmaktan korktular. Çünkü İmam Ali haklı bile olsa Muaviye'nin bazlaması yağlıydı. Çünkü İmam Ali Onların istemeyerek girdiği ve isteyerek terk ettiği dosdoğru yolun yegane savunucuydu.
Aslında bu zulmün asıl sebebi Bedir Günü Muaviye'nin dedesini ve dayısını öldüren İmam Ali'den ve evlatlarından alınan intikamıdır. Kimisinin sebebi buyken kimilerinin sebebi ise takvada hidayette ve güçten kendilerinden üstün ve Resulün gözbebeği Esedullah'a karşı duydukları kıskançlıktı. Aşura Günü İmam Seccad hariç Ehlibeyt'in bütün erkeklerini bir çukura doldurup üzerlerinden atlar ile geçtiler. Peki, ne için bu zulme reva görüldüler? Resulullah'ın dini ayakta kalsın diye! Ne demişti İmam Hüseyin “Kanımla yükselecekse dedem Muhammed'in dini durmayın kılıçlar doğrayın beni” Karşı komşusunun sesini ve yüzünü 20 yıl boyunca hiç görmedim dediği Seyyide Zeyneb'in Kufe'de ve Şam'da yaptıklarının zerresini yapabilsek keşke. Bu ümmet zalimin zulmüne sessiz kalmasın diye Resulullah'ın öz evlatlarını canlarını feda ettiler. Bugün ise bizlere düşen asıl görev ise Hz. Hüseyin'in hür ve hak davasını savunmaktır. Kerbela'nın kızgın kumlarının Ehlibeyt'in davasının üzerini kapatmasını engellemektir.Bugün yaptıklarımız ve yapacaklarımız Ehlibeyt'in hakkaniyetine gölge düşürmemesi gerekir. Onlara güzelliklerimizi anlatmalıyız ki bize tabi olabilsinler.
 Gadir-i Hum günü Resulün nasihatini çiğneyenlere, Resulün cenazesi ortadayken hilafet şurası toplayanların savunucularına tüm güzelliklerimizi anlatmamız gerek. Şimdi gelelim Muhtar Sekafi karakterine; İmam Hüseyin'in intikamını almak isteyen çok kişi var. Bunlardan birkaçı Tevvabun Hareketi ve Hz. Zeyd gibi ancak bu vazifeyi infaa edebilen Muhtar Sekafi oluyor.
 Allah'ın Aslanı İmam Ali'nin çocukluğunda kucağına alıp “Seni gidi kurnaz”  diye sevdiği Muhtar Sekafi... Sıffin Savaşında Muaviye'nin fitnesinden sonra kılıcını kınına koyarak savaşçılığı bırakıp çiftçilikle uğraşan Muhtardan bahsediyoruz. Vefasız Kufe halkı İmam Hüseyin'i yardıma çağırdığında Ehlibeyt yalnız kalmasın diye tekrar zırhını kuşanıp meydana gitmek istese de Müslim bin Akil'in uğradığı vefasızlığa uğrayan Muhtar. Ali'nin adaletini sağlayan Muhtar. Ali'nin hükümranlığını kuran Muhtar. O Allah'ın intikam askeridir. Aşura'nın yas tutanlarını teselli eden bir aslandır. Muhtar'ı neden öldürmek istediler bilmek ister misiniz sevgili dostlar. Ali'ye duyduğu aşktan ötürü...” sorularına rastlamak mümkündür.