Iğdır Üniversitesi Iğdır Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Sözer Akyıldırım ikinci kitabı “İRAN &; BİR HANEDAN'IN ÇÖKÜŞÜ: PEHLEVİLER” isimli kitabını Araştırmacı yazar TADDEF Genel Başkan Yardımcısı Serdar Ünsal'a hediye etti.
Sözer Akyıldırım kitabı hakkında şu bilgileri verdi:” İran ve Bir Hanedan'ın Çöküşü: Pehleviler Kitabında Pehlevi hanedanı perişan olmuş ve yok olmanın eşiğine gelmiş bir ulusu modernleştirmek için yola koyulmuş bir aileydi. Hanedanın kurucusu Rıza Şah, Ali Rıza'nın büyük babası, vizyon sahibi bir reformistti. Rıza Şah, 1926'da bir darbeyle iktidara gelen okuma-yazma bilmeyen bir askerdi. Ülkesine demokrasi getirmeyi reddetmesinin başlıca nedeni, kendisinden sonra oğlunun şah olmasını istemesiydi. Bu isteği 1941'de Muhammed Rıza Şah'ın yükselişiyle gerçek oldu.Şah Muhammed Rıza, İran'da Başbakan Muhammed Musaddık'ın temsil ettiği demokrasiden nefret etti, CIA ve İngiliz MI6 servisleri 1953'te İran petrol endüstrisini
Millileştirmek isteyen Musaddık'ı devirdi.
Bu da Muhammed Rıza
Şah'ın mutlak iktidarı ele almasını sağladı.Pehlevi hanedanı 20. yüzyıl jeopolitik hayatında neredeyse herkesin daimî ve değiştirilemez olarak gördüğü birkaç olaydan biriydi. 1979'da çöktü ve dünyayı en az, on yıl sonra gerçekleşen Sovyetler Birliği'nin çöküşü kadar sersemletti. İnsanlık tarihinde bir diktatöre karşı böylesi bir ittifakla isyan eden çok az ulus vardır. Pehlevi hanedanının günahlarını saymak çok zahmetli bir iş olur fakat belki de en önemlisi İranlıları mollaları iktidara getiren bir devrime sürüklemek oldu.
Yüzlerce yıl Türk hanedanlıkları tarafından yönetilen Asya'nın bu kadim ülkesi hakkında Ülkemizde yeterli çalışmalar yapılmamış, batı dünyasının üniversiteleri, basını, yazarları İran'ı ve Orta doğuyu bizden her zaman önde izlemişler ve yazmışlardır.Kitabımda İran'ın son yüzyılını inceledim. Pehlevi Hanedanı yok olmanın eşiğine gelmiş bir ulusu modernleştirmek için yola çıkmış bir aileydi. Baba Ahmet Rıza Şah bir Reformisti. Okuma yazması olmayan, liderlik vasıfları güçlü olan bir liderdi. M.Kemal Atatürk hayranıydı. Ülkesinde reformlar yapmak için çalışmaktaydı. İngilizler tarafından, Güney Afrika'ya sürgüne gönderildi ve orada öldü. Yerine oğul Muhammed Rıza tahta geçti. Genç Pehlevi ,yoksul halkın beklentilerini karşılamakta yetersiz kaldı. Muhammed Hidayet Mussadık tüm muhalif partilerin desteğiyle iktidara geldi. İran petrollerini millileştirdi. Ülkede siyasal kaos çıkınca Rıza Şah Roma'ya kaçtı. CIA ve MI6'ın desteklediği ordu darbesiyle Mussadık tutuklanır ve Şah ülkesine döner, iktidarını katı otoriter bir şekilde yönetir. Rıza Şah ,artan yoksulluk,köylerden şehirlere göçler ve Ulemaya yapılan baskılar sonucunda ,yüzyılın en büyük halk hareketiyle ülkesinde kovulur.
1980 yılında Mısır'da yaşamını yitirir. Bu kitap bir hanedanın ibretlik hikayesini anlatırken ,kadim Asya ülkesinin sosyo kültürel yapısını da incelemiştir. Kitapta Güzelliği dillere destan Süreyya'ya İran Şahının aşkı da anlatılmıştır.”
Serdar Ünsal'da “Sayın hocam tebrik ederim hayırlı olsun güzel araştırmacı kaleminizle bir tarihe ışık tutmuşsunuz. İran gezilmesi görülmesi gerek aslında 35 milyon Türk'ün yaşadığı güzel bir ülkedir. Ülkenin tarihinde büyük bir yer tutan Pehleviler ailesini Rıza şahı ve dillere destan olan güzelliği ile adına şarkılar söylenen Sürreya'yı da anlatmanız güzel olmuştur.İyi bir tarihi başvuru kaynağıdır.Yeni yetişen gençlerimiz faydalanacaktır.”dedi.