İstiklal Marşının kabulünün 99. yıldönümü vesilesiyle Iğdır Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü tarafından "12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Programı" düzenlendi.
Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi binası Amfi 3'te gerçekleşen programa; Iğdır Üniversitesi akademisyenleri ve öğrenciler katıldı. 12 Mart İstiklal Marşının Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u anma programının konuşmacıları; Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Himmet Uç, Doç. Dr. Nesrin Güllüdağ ve Dr. Öğr. Üyesi Derya Karaca oldu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programın sunumunu Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili Ve Edebiyatı Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı Arş. Gör. Bahar Sayım yaptı. Programda; Prof. Dr. Himmet Uç; Bir Tefsir olarak Safahat, Doç. Dr. Nesrin Güllüdağ; Akif'in Manzum Hikâyelerindeki Şahıslar, Dr. Öğr. Üyesi Derya Karaca; Mehmet Akif, Safahat ve İstiklal Marşı Hakkında, adlı sunumlarını yaptılar.
“M. Akif Ersoy her yönüyle hayatımızın yol göstericisi”
Dr. Öğr. Üyesi Derya Karaca, Milletimizi ebediyete kadar ayakta tutacak sağlam mısralarla örülmüş ölmez bir şaheseri, milletimizin kahramanlık destanı İstiklal Marşı'mızı yazan Mehmet Akif Ersoy'un “Sessiz yaşadım, kim beni nerden bilecektir?” diyecek kadar mütevazı gönüllü bir insan olduğunu söyledi. Karaca, konuşmasının devamında; “Mehmet Âkif Ersoy, sadece Türk Edebiyatının değil; hayatı, kişiliği ve özellikle Safahat'ı ile hayatımızın yol göstericisi; Türk milletinin ruhunu yakından tanıyan, dertlerini bilen, dermanını ve bulacağı yolu gösteren, şuurlu ve imanlı bir
Türk- İslâm milliyetçisi, bir vatan ve millet sevdalısıdır” dedi.
“İstiklal Marşımız her zaman ümit ve gurur kaynağı olmuştur”
Dr. Öğr. Üyesi Derya Karaca'dan sonra söz alan Doç. Dr. Nesrin Güllüdağ, İstiklal Marşımız, milletimizin şanlı tarihini hatırlatan, bağımsızlığımızı nasıl kazandığımızı, sahip çıkmamız gereken değerlerimizi terennüm eden ve istikbaldeki nesillere ecdadının vaziyetini yazıp dile getiren ümit ve gurur kaynağı olduğunu söyledi. Güllüdağ konuşmasının devamında; “milli şairimizin ortaya koyduğu gençlik modeli vatan, millet ve devlet söz konusu olduğunda düşmanın karşısında sıra dağlar gibi durabilen bir gençliktir. Hamiyetli vatan evlatlarımız ülkemizin bekası için çok büyük bedeller ödemiştir” şeklinde konuştu.
“Safahat demek Kuran'ın tefsiri demektir”
Programda son olarak söz alan Prof. Dr. Himmet Uç, Akif'in Safahat'ındaki şiirlerin bir çoğu ayetlerin doğrultusundaki gözlemler veya tespitler olduğunu söyledi. Uç, konuşmasında; “Safahat'da ayet metinlerini vererek onların tefsirini yapar Akif, ikinci olarak da ayet metni vermeden eserlerinin çok yerinde Kur'an ayet yorumları ile hayatımıza, sorunlarımıza, çıkmazlarımıza çareler üretir.
Bu şekilde bakınca bütün bir Safahat Kur'an eczanesinden alınan deva, ilaç nitelikli yazılardan oluşur. Safahat demek Kur'an tefsiri demektir” diye ifade etti.
Program, çekilen hatıra fotoğrafının ardından sona erdi.