Bugun...


IĞDIR ÜNİVERSİTESİNDE, “ÇOCUK İHMALİ VE İSTİSMARI” KONULU SEMİNER DÜZENLENDİ
Tarih: 06-03-2018 09:16:12 Güncelleme: 06-03-2018 09:21:12 + -


“Masumiyetin ve Sevginin En Tarafsız, En İçten Ve En Çok Yaşandığı Yer Bir Çocuk Kalbidir. Bu Kalbi Korumak Toplumların En Önemli Vazifesi Olmalıdır”

facebook-paylas
Tarih: 06-03-2018 09:16

IĞDIR ÜNİVERSİTESİNDE,  “ÇOCUK İHMALİ VE İSTİSMARI”  KONULU SEMİNER DÜZENLENDİ

Tuzluca Meslek Yüksekokulu Sosyal Hizmetler ve Danışmanlık Bölümü bünyesinde faaliyetlerini yürüten Sosyal Hizmetler Topluluğu tarafından son günlerde ülkemizde gündemde olan çocuk ihmali ve istismarı konusu düzenlenen seminer ile ele alındı. 
Iğdır Üniversitesi Karaağaç Kampüsü Mevlana Amfisinde gerçekleşen seminere yoğun ilgi gösterildi. Seminer, Tuzluca Meslek Yüksekokulu Sosyal Hizmetler ve Danışmanlık Bölümü Öğretim Görevlisi Kamil Ateş ve Sosyal Hizmetler ve Danışmanlık Bölümü öğrencisi Metin Kömürcü tarafından sunuldu.
Seminerde; çocuk ihmali ve istismarı kavramları, sebep ve sonuçları ve çözüm önerileri detaylı olarak ele alındı. Çocukların ihmalinin ve istismarının sağlık, eğitim, giyinme, barınma, ilgi, sevgi, temel bakımları gibi ihtiyaçları ile bilişsel, psikolojik, fizyolojik açıdan gelişimlerinin ebeveynleri veya bakımından sorumlu kişi/kurumlar tarafından karşılanmamasından kaynaklandığı ifade edildi.
Çocuk ihmalinin üç ana başlıkta incelenebileceğini ifade eden Ateş, bunların fiziksel ihmal, duygusal ihmal ve eğitimsel ihmal olduğunu ifade ederek seminerde bu konularla ilgili ayrıntılı bilgiler verdi.
Konu ile ilgili yapılan açıklamada; “Çocuk İstismarı; Bedensel veya psikolojik olarak çocuklara zarar veren; fiziksel, duygusal, cinsel ya da zihinsel gelişimlerini engelleyen tutum ve davranışlar olarak ifade edilmektedir. Yapılan davranışların mutlaka çocuk tarafından algılanmasına/anlamlandırılmasına ya da yetişkin bireylerce bilinçli yapılmış olmasına gerek yoktur. Çocuk istismarı anne-baba, çocuğa bakmakla görevli kişiler,akrabalar, çocuktan büyük arkadaşlar ya da yabancı kişilerce yapılabilir. Çocuk istismarını fiziksel, duygusal ve cinsel istismar olmak üzere 3 ana başlıkta inceleyebiliriz.
Fiziksel İstismar, çocukta kaza sonucu oluşmam düşünüldüğünde fiziksel istismar belki de çocuğun geleceğini derinden etkileyecek nedenlere sebep olmaktadır. Duygusal İstismar, çocuğun sistemli bir şekilde duygusal gelişimi ve kişilik bütünlüğüne zarar veren tutum ve davranışlardır. Çocuğa ebeveynin göstermesi gereken ilgi ve sevginin aksine görmezden gelme, çocuğu reddetme, aşağılama, suçlama vb. davranışlar söz konusudur. Bu davranışlar tekrar ve süreklilik gösterdiğinde, duygusal istismar oluşur. Araştırma verilerine göre duygusal istismarın fark edilmesi oldukça zordur. Sıklıkla sözlü olarak gerçekleşmektedir. Duygusal istismardaki boyut şöyledir: Duygusal istismar bittiği zaman, istismarın etkisi bitmeyebilir.
 Çocuk duygusal istismar sürecinde duyduğu sözleri (aşağılanma, suçlanma vb.) içselleştirebilir. Bu içselleştirme çocukta sürekli bir suçluluk psikolojisi ya da kişiliğinin değersizliği düşüncesini doğurabilir. Bu nedenden dolayı çocuk ileriki yaşantısında sürekli onaylanma ihtiyacı hissedebilir, kendini değersiz hissederek olumsuz durumlar karşısında kendinin bunu hak ettiğini ve iyi hiçbir şeye layık olmadığını düşünebilir. Ayrıca ebeveyn olduklarında kendi çocuklarına aynı davranışları gösterebilirler.
Cinsel İstismar, çocuğun bir yetişkin ya da kendinden büyük bir çocuk tarafından anlamadığı ya da istemediği, gelişimsel olarak hazır olmadığı ve karşı tarafın cinsel doyumu için yapılan davranışlardır. Tanımda davranışla kastedilen; çocuğa dokunma, cinsel içerikli konuşmalar, teşhir etme, röntgencilik, çocuğa pornografik içerik izlettirme ya da pornografik materyal üretmede kullanma gibi dokunmanın olduğu ve dokunmanın olmadığı davranışların tümünü kapsamaktadır. Araştırma verilerine göre, cinsel istismar 6-10 yaş arasındaki çocuklarda ve kız çocuklarında erkek çocuklara oranla daha fazla görülmektedir. Genellikle aile tarafından tanınan ve güvenilen kişilerce cinsel istismar gerçekleştirildiği görülmektedir. Ve istismarcı tarafından gizlenmesi gereken bir sır ya da gizli bir oyun gibi anlatılıp çocuğa bunun saklanması gerektiğine inandırılmaktadır. 
Bunun yanında istismar sonrasında içsel yaşanılan bazı süreçler (kendini suçlu hissetme, kirli hissetme, hatalı hissetme vb.)'den dolayı istismar gizlenmektedir.
Cinsel istismarın boyutunu düşünecek olursak; çocuklar istismardan sonra genellikle içlerinden bir parçanın koptuğunu/bozulduğunu hissettiklerini söylemişlerdir. 
Bu söylemden çocukların kendilerinde olumsuz yönde değişimin olduğunu düşündüklerini gözlemleyebiliriz. Bunun yanında bu çocukl
arda yüksek depresyon riski ve intihara yönelim gözükmektedir. Unutmayınız, masumiyetin ve sevginin en tarafsız, en içten ve en çok yaşandığı yer bir çocuk kalbidir. Bu kalbi korumak toplumların en önemli vazifesi olmalıdır” denildi. 






FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Haberleri

YUKARI